Tutuklu Gazeteci Mediha Olgun böyle isyan etti: “FETÖ’yle yemek yiyenler dışarıda, biz içerideyiz!”
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Sözcü.com.tr Sorumlu Müdürü Mediha Olgun’la görüştü. Olgun görüşmede yaşadığı süreci değerlendirirken, “Herşey çok komik ve tuhaf… Böyle bir meseleden dolayı tutuklandığıma hala inanamıyorum” dedi.
“TÜRKİYE BU AYIBI HAK ETMİYOR”
Bir süre önce tutuklanan Sözcü.com.tr Sorumlu Müdürü Mediha Olgun’u cezaevinde ziyaret eden CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, “Türkiye, tutuklu gazeteciler ayıbından kurtulmak zorunda. Yazı yazdığı, yorum yaptığı, tweet attığı için insanların tutuklanması demokrasi ayıbıdır” ifadesini kullandı.
Aynı gün içinde Mediha Olgun’un yanı sıra Gökmen Ulu, Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve Cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven’le görüştüğünü de söyleyen Yarkadaş, “Kendi dertlerini bir kenara bırakmışlar… Ülkenin içinden geçtiği çalkantılı sürece üzülüyorlar” dedi.
“ANLAMSIZ BİR SUÇLAMA…”
CHP’li Yarkadaş, Mediha Olgun’la yaptığı ziyarette edindiği izlenimleri de cezaevi çıkışında basın mensuplarıyla paylaştı. Yarkadaş, “Mediha Olgun’u moralli ve sağlıklı gördüm. Herhangi bir suç işlemediği için gayet rahat. Bir an önce adaletin tecelli etmesini ve özgürlüğüne kavuşmayı istiyor” diye konuştu. Mediha Olgun’un “FETÖ’cülükle suçlanmasına bir anlam veremediğini” belirten Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Meslektaşım Mediha Olgun, yaşadıklarını tuhaf ve gülünç; örgüt suçlamasını ise gayri ciddi buluyor. ‘Biz nasıl bir örgütüz ki; birbirimizde telefonumuz, mail adresimiz bile yok. Gazetenin sahibi Burak Akbay ile bir kez bile görüşmedim. Burak Bey’in mail adresini bile bilmiyorum. Keza; Gökmen Ulu’yla bir yılda üç kez görüştüm. Yonca Büyükkaleli ile hiçbir irtibatımız yok’ diyor.”
“BİZ NEDEN İÇERİDEYİZ?”
CHP’li Yarkadaş, Mediha Olgun’un “FETÖ ile yemlek yiyenler dışarıda, biz ise içerideyiz. Buna hala inanamıyorum. Tuhaf ve gülünç bir durum yaşıyoruz. Yaşadıklarıma üzülmüyorum, sadece gülüyorum. Ancak yaşanan bu tuhaflık daha fazla uzamasın ve bir an önce bitsin” dediğini de aktardı.
Mediha Olgun ile yaptığı görüşmede, Olgun’un “Ben gazeteciyim… Hayatım haber yapmakla geçti” dediğini belirten Yarkadaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mediha, Sabah Gazetesi’nde çalışırken, makyaj yapıp şiddet görmüş bir kadının kılığına bürünmüş. Ve daha sonra Sosyal Hizmetler’e gitmiş. Şiddet gören kadınlarla ilgilenip ilgilenilmediğini test etmiş. Bu ve buna buna benzer gazetecilik öykülerini konuştuk görüşmemizde… Mediha, ‘O gün o kılıkta benim gazeteci olduğumu anlasalar ve gözaltına alsalar üzülmezdim. Belki hak bile verirdim’ diyor. Ancak hukuken sorumlu dahi tutulamayacağı bir haberden dolayı hem kendisinin hem de habere imza atan Gökmen Ulu’nun tutuklanmasını ise kabullenemiyor.”
“RAHAT MISINIZ?”
SÖZCÜ Gazetesi’nin kendilerini hiç yalnız bırakmadığını, çünkü çalışma arkadaşlarının da herhangi bir suç işlemediklerine inandığını aktaran Yarkadaş, “Ancak tek bir şeyi merak ediyor. Tutuklanmalarına yol açanların rahat uyuyup uyuyamadıklarını…” ifadesini kullandı.
Mediha Olgun’un, kamuoyunun Sözcü’ye yönelik operasyon karşısında verdiği tepkiyi izlediğini de aktaran Yarkadaş, “İçeride en çok seslerinin duyulup duyulmadığını merak ediyor Mediha… Sesini duyanları merak ediyor’’ dedi.
KİTABININ ADI ‘TUTSAK’MIŞ!
Mediha Olgun’un tutuklanmadan önce bir kitap üzerinde çalıştığını ve yaklaşık yedi aydır bu proje üzerinde yoğunlaştığını da aktaran Yarkadaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Kitabın adı da ne tuhaf ki; TUTSAK imiş… Mediha, bir insanın sevdiği insan karşısında yaşadığı tutkunun, tutsaklığa dönüşmesini anlatan bir roman yazmış. Bunu senaryoya dönüştürüyormuş. Hatta Sanatçı Yetkin Dikinciler ile görüşmüşler. Başrolü onun oynamasını istemişler. Ancak ne ilginç ki; şimdi kendisi gazetecilik yaptığı için tutsak hale getirildi. O da bu duruma gülüyor ve espri yapıyor. ‘Sanırım tutsaklığı çağırdım’ diyor.”
ÖZGÜRLÜK MESAJI
Mediha Olgun’la TUTSAK romanı üzerine konuştuklarını da belirten Yarkadaş, şöyle konuştu:
“Mediha, ‘İnsan sevdiğinin tutsağı olur, başka hiçbir şey insanı tutsak edemez’ dedi görüşmemiz sırasında. Ardından da ekledi ve şunları söyledi: ‘Özgürlük dedikleri şey; kalın duvar ve tel örgülerle engellenemez… Özgürlük korkmadan konuşmaktır… Ben kendimi tutsak gibi hissetmiyorum… Maaşlarını, paralarını, kariyerlerini kaybetmekten korkanlar; görünmez zincirlerle bağlı olup susanlardır tutsaklar… Hiç kimse korkmasın… Korkulacak hiçbir şey yok.”